Çocuk SARS-COV-2 Hastalarında Mide Bağırsak Belirtileri
SARS-CoV-2 virüsü ile enfekte olan çocuklarda mide...
Boğaz ya da diğer adıyla yutak, soluduğumuz havanın soluk borusuna, yuttuğumuz yiyecek ve içeceklerin yemek borusuna geçmesine olanak sağlayan bir yoldur. Yutak, 3 kısımdan oluşur. Yukarıdan aşağıya doğru sıralayacak olursak:
Geniz, burnumuzun en arkasında bulunan boşluktur ve burada bir bağışıklık sistemi dokusu olan geniz eti ile her iki dış kısımda kulaklarımızın orta kulak bölümüne hava geçişini sağlayan östaki borusu adı verilen tüplerin ağızları yer alır. Geniz eti çocuklarda bulunur ve çocuk büyüdükçe, yaklaşık 10-12 yaşında küçülerek kaybolur. Nadiren erişkinlerde de bulunabilir.
Ağız yutağı; ağzımızı açıp baktığımızda gördüğümüz, dilimizin arka ve yukarısında yer alan boğazımızın arka kısmıdır. Burada dilin arkasında her iki tarafta birer tane, ortalama birer misket boyutunda olan sağ ve sol bademciklerimiz bulunur. Bademciklerimiz geniz etimizle birlikte vücudumuzu mikroplara karşı korurlar.
Gırtlak; yutağın altında bulunur. Yiyecek ve içeceklerin soluk borumuza kaçmasını engelleyen kapağa benzer bir yapıyı ve ses tellerimizi içerir ve çerçevesi kıkırdaktan oluşur. Ağzımızı açınca boğazımıza baktığımızda gırtlağımızı göremeyiz. Neden biliyor musunuz? Çünkü daha aşağıda bulunmaktadır. Gırtlağın altında soluk borusu bulunur. Gırtlağın görevi ses çıkarmak, akciğerler ve soluk borusuna yiyecek, içecek ve yabancı cisimlerin kaçmasını engellemektir. Yani, gırtlak bölgesi soluk borumuzun ve akciğerlerimizin koruyucusudur. Gırtlakta bulunan ses telleri, ses çıkarabilmemizi, şarkı söyleyebilmemizi yani bu sayede çevremizdeki tüm insanlar ve diğer canlılar ile iletişim kurabilmemizi sağlar. Gırtlak, ayrıca bizim günlük hayatta hiç fark etmediğimiz, ıkınmak, ağır bir şeyi kaldırmak ve öksürebilmek gibi aktivitelerimize de destek sağlar.
Boğazımız ile ilgili birçok hastalık görülebilir, bu hastalıklardan en fazla görüleni iltihaplanmadır. İltihaplanma mikropların bir organda çoğalarak o bölgeye zarar vermesidir. İltihaplanma çocuklarda çok sık görülür ve genellikle bulaşıcıdır. Bademcik iltihaplanması, yutak iltihaplanması, gırtlak iltihaplanması gibi değişik şekillerde olabilir.
Hastalık durumunda boğaz ağrısı, halsizlik, ateşlenme, yutkunma zorluğu, yutkunurken ağrı, burun tıkanıklığı, burun akıntısı, ses kısıklığı, nefes alırken zorlanma ve nefes darlığı, öksürük, boynumuzdaki lenf bezlerimizde ağrı ve şişlik olabilir. Bu belirtilerden herhangi biri veya birkaçı olursa doktora başvurmalıyız. Doktorumuz şikâyetlerimizi dinledikten sonra öncelikle bizi muayene edecektir.
Muayenede kulaklarımıza, burnumuza ve boğazımıza ışıklı aletler ile bakıp boynumuzdaki lenf bezlerini kontrol edecektir. Ateşimizi ölçecektir. Bu muayeneler kesinlikle acı verici değildir. Birbirimizle doktorculuk oynarken baktığımızdan pek de farklı değildir. Doktorumuz gerekli görürse mikrobun cinsini belirlemek için ucunda pamuk olan bir çubuğu boğazımıza dokundurup boğazımızdan kültür adı verilen bir örnek alabilir ve bunun sonucuna göre ilaç verebilir. Eğer gerekli görürse kan tahlili yaptırabilir.
Doktorumuzun muayenesi ve tahlil sonuçlarına göre bize anlattığı önerilere uyup verdiği ilaçları kullanmalıyız. İlaçlar vücudumuzun çabucak direnç kazanmasını ve mikropları kolayca yenebilmemizi sağlar. Çok sık bademcik ve geniz eti iltihaplanması geçirirsek ve doktorumuz gerekli görürse bademcik ve geniz etinin alınması için ameliyat önerebilir.
Bazen de bademcik ve geniz etimiz normalden çok büyük olabilir. Bu durum büyümemiz gelişmemiz açısından çok önemli ve çok rahatsız edici olabilir. Normalden büyük geniz eti ve bademcik, burun tıkanıklığı, ağzımız açık olarak uyuma, horlama, uyurken nefesimizin durması ve nefessiz kalıp uyanma, kulak ağrıları ve iltihaplanmaları, duyma azlığı, yutmada zorluk, konuşurken zorluk, sabahları yorgun uyanma, sinirlilik, iştahsızlık, aşırı terleme, diş ve çene yapımızda bozulma, geceleri yatağımıza idrar kaçırma, çok sık veya sürekli burun akıntısı, baş ağrısı gibi belirtilere neden olabilir. Bu durumda da ilaç tedavileri ve ameliyatlar olası tedavi seçenekleridir.
Yemek yerken yiyecekler veya kazayla yiyecek olmayan şeyler gırtlağımıza ve soluk borumuza kaçarak nefes almamızı engelleyebilir. Bu çok tehlikeli, acil bir durumdur ve kötü sonuçlara yol açabilir. Böyle bir durumla karşılaştığımızda Heimlich manevrası adı verilen manevra hayat kurtarıcıdır. Bu manevrada boğazına yabancı cisim kaçan kişinin arkasına geçip arkasından sarılır şekilde her iki elimizi kişinin karın boşluğunun ön tarafında birbirine kavuşturup kavrarız ve yabancı cisim çıkana kadar ani hareketle ve kuvvetle arka ve yukarı doğru birkaç kez baskı yaparız.
Boğaz iltihaplanması nasıl bulaşır, biliyor musunuz? Hasta kişiler öksürme, hapşırma gibi yollarla mikrobu soluduğumuz havaya yayar. Mikrobun sağlıklı kişilerin ağız, burun ya da gözüne temas etmesiyle bulaşma gerçekleşir. Örneğin hasta olan bir arkadaşımız ağzına mendil tutmadan hapşırırsa ve biz elimizle mikroplu bölgeye temas edip elimizi yıkamadan bir şey yersek veya gözümüzü ovuşturursak mikrobu alıp hastalanabiliriz. Okul, otobüs, sinema salonu gibi kalabalık ve kapalı ortamlarda hasta kişilerle aynı ortamda bulunmak ve mikroplu havayı solumak da hastalığın bulaşması için yeterlidir.
Boğaz iltihaplanmalarından korunmak için temizlik kurallarına uymamız, ellerimizi gerektiği sıklıkta yıkamamız, ağız içi temizliğine önem vermemiz, aşırı soğuk yiyecek ve içeceklerden kaçınmamız, sağlıklı beslenmeye dikkat etmemiz, mevsime göre giyinmemiz ve üşütmememiz bize yardımcı olacaktır. Ellerimizi sabunlu su ile sık yıkamak, öksürüp hapşırırken varsa bir mendil, yoksa kolumuzun dirseğimizin iç kısmıyla ağzımızı kapatmak, ortalığa serbest bir şekilde hapşırmamak, yerlere tükürmemek, çevreye hastalığımızı yaymamızı engelleyecektir. Arkadaşlarımız ile hasta iken öpüşmekten ve kişisel eşyalarımızı başkaları ile paylaşmaktan kaçınmalı, çatal-kaşık ve bardak gibi malzemeleri ortak kullanmamalıyız.
Yiyeceklerin gırtlağımıza ve soluk borumuza kaçmasını engellemek için ağzımızda lokma varken konuşmamalı, gülmemeli, yürümemeli, koşmamalı, yemek yerken arkadaşlarımızla şakalaşmamalı ve acele etmemeliyiz, yemekleri çok büyük lokmalar halinde yutmamalıyız.
Temizlik ve hijyen kurallarına uyulmalı, aşırı soğuk yiyecek ve içeceklerden kaçınılmalı, mevsime uygun giysiler giymeli, üşütmemeliyiz.
Ellerimizi sabunlu su ile sık yıkamalıyız.
Arkadaşlarımız ile öpüşmekten ve kişisel eşyalarımızı başkaları ile paylaşmaktan kaçınmalı, çatal-kaşık ve bardak gibi malzemeleri ortak kullanmamalıyız.
Ağzımızda lokma varken konuşmamalı, gülmemeli, yürümemeli, koşmamalı, yemek yerken arkadaşlarımızla şakalaşmamalı, acele etmemeli ve yemekleri çok büyük lokmalar halinde yememeliyiz.
Büyüdüğümüzde kötü alışkanlıklardan uzak durmalıyız.
Boğazımızı nasıl koruruz bölümünü Dr. Alper Şenkal Amca ile birlikte Dr. Gürdal Şahin amcanın çocuk sağlık kitabı için yazmıştık…:)
* Lütfen form alanlarını giriniz, bilgileriniz gizli tutulmaktadır.