Orta Kulakta Su Toplanması (Efüzyonlu Otitis Media)
Çocukluk çağının en sık görülen hastalıklarından b...
Çocuk ve ergenlerde ses kısıklığının yetişkinlere göre daha fazla olduğunu gösteren çalışmalar mevcuttur. Çocuklarda ses kısıklığı, farklı çalışmalarda %6-24 arasında rapor edilmiştir. Ses kısıklığı olan çocuklar, gerek yetişkinler, gerekse yaşıtları tarafından olumsuz bir şekilde algılanabilmektedir. Bu durum, hem iletişim kalitelerini, hem de psikolojik olarak iyi olma hallerini olumsuz etkileyebilmektedir. Çocuk ses problemlerine yaklaşım erişkine olan ile bire bir aynı değildir. Değerlendirme sırasında gelişimsel dinamikler ve bu gruba özel normatif değerler dikkate alınmalıdır.
Anne babalar ya da çocuk ile ilgilenen diğer bireylerin çocuğun ses kısıklığını anlamaları ya da dikkate almaları gecikebilir. Bunu gelişiminin ya da kişiliğinin bir parçası sanabilirler. İngiltere’de yapılan 7389 çocuğu kapsayan bir çalışmada, çocukların %6’sının ses sorunu olduğu tespit edilmiştir. Bu çocukların ailelerinin sadece %22’sinin çocuğun sesinde bir problem olduğunu düşündüğü bildirilmiştir. Bu yaş grubundaki çocuklarda en sık görülen ses problemleri olarak sırasıyla ses teli nodülleri, mukozal kalınlaşma ve ödem/konjesyon tespit edilmiştir. Aşağıdaki fotoğrafta distal chip yüksek çözünürlüklü (high definiton) fleksibl endoskopik muayene sırasında çekilmiş bir çocuk hastamıza ait ses teli nodülleri görülmektedir.
Çocuk hastada ses teli nodülleri
Yapılan bir başka çalışmada ise ses sorunu olan çocukların, yetişkinler ve yaşıtları tarafından daha olumsuz olarak algılandıkları ifade edilmektedir. Bu durum çocuğun sosyal olarak kendisini geri çekmesine ve duygusal olarak olumsuz etkilenmesine yol açabilmektedir.
Doğum sırasında ses telleri yaklaşık 2,5-3,0 mm uzunluktadır. Bu uzunluk erişkin bir kadında 11-15 mm, erkekte ise 17-21 arasında değişmektedir. İlerleyen yaş ile birlikte ses telleri incelir ve histolojik olarak tipik 3 katmanlı lamina propria içeren yapısını alır. Bu nedenle erken çocukluk çağında ses cerrahisi erişkinden çok daha özenle ve ancak gerçekten gereklilik varsa uygulanmalıdır. Bu amaçla en sık yapılması gereken ameliyatlar juvenil laringeal papillomatozis ve nadir tümöral nedenlerdir.
Çocukluk çağında ses telleri devamlı aynı hızda büyümez. En hızlı büyüme ilk iki yaşta ve ses kırılmasının/dönüşümünün (mutasyonun) ortaya çıktığı dönemde görülür. Büyüme ve gelişme ile yeni doğan bir bebekte yaklaşık 440 Hz olan ses frekansı, ses dönüşümü öncesi çocuklarda 210-280 Hz değerlerine gelir. Ses tellerinin uzaması ve larinksin mutasyonel uzamasının ardından erişkin erkeklerdeki ses frekansı 90-150 Hz, kadınlarda ise 175-290 Hz aralığına yerleşir. Frekans (perde) aralığı ve ne kadar dinamik olduğu sosyokültürel ve eğitimsel (şarkı söyleme gibi) bir çok faktörden etkilenir.
Çocukların ses problemleri de tıpkı erişkinlerde olduğu gibi 3 ana grupta belirtilere yol açar. Bunlardan birincisi ses tonundaki değişikliklerdir. İkinci en önemli belirti, ses kapasitesindeki sınırlılıklardır. Üçüncü en önemli yakınma ise baş, boyun, gırtlak bölgesinde hissedilen rahatsızlıklardır. Dört yaşına kadar olan çocuklar genellikle ses sorunlarını kendileri fark edemeyebilir ve ifade edemeyebilir. Sesin perdesindeki ve bazen şiddetindeki sorunların yanı sıra, en sık fark edilen sorunlardan birisi sesteki kolay yorulmadır. Bu durum genellikle sesin yoğun kullanımını gerektiren (yüksek sesle konuşma, herhangi bir gösteride yer alma, şarkı söyleme gibi) bir aktivitenin ardından sesin normal haline kısa sürede dönememesi ile fark edilebilir. Ağızda, boğazda yanma hissi, konuşma sırasında zorlanma, efor sarf etme, boğazda gıcık hissi, takılma hissi, bunlarla ilişkili ya da yalnız başına sık boğaz temizleme görülebilir.
Çocuklarda, tıpki erişkinlerde olduğu gibi fleksibl ve rijid endoskoplar kullanarak muayenehane koşullarında ses telleri görüntülenebilir. Bunun için özel bir anesteziye ihtiyaç duyulmaz. Çocuğun ve ailenin muayenenin gerekliliklerini anlamaları ve muayene sırasında hep birlikte bir ekip anlayışıyla hareket edilmesi muayenenin istenilen düzeyde yapılabilmesini sağlar. İhtiyaç duyulan durumlarda ameliyathane koşullarında genel anestezi altında direk laringoskopik muayene de yapılabilir. Çocukluk çağında papillom dışında tümöral lezyonlar çok nadir görülse de, doğru tanının koyulması, dolayısıyla uygun tedavinin planlanabilmesi için 3 haftayı geçen tüm ses kısıklığı durumlarında muayene yapılması uygun olur.
* Lütfen form alanlarını giriniz, bilgileriniz gizli tutulmaktadır.